48
Yavrum...
Eşine, çocuklarına ve seni sevipte yüzünü görmek isteyenlere yüzünü
gösterdik. Herkes hayret ve hayranlıkla yüzündeki ifadeyi gördü. Sen de
vaadedileni görmüş olmalısın ki, yüzündeki o tebessüm ve sevinci
görenler adeta üzüntülerini sevince çevirdiler.
Senin şehadetine o kadar imrenen oldu ki, hatta „bize de şehitlik nasip
olsun“ diyenlerin başında kardeşlerin olmak üzere, öyle dua edenlerin ardı
arkası kesilmiyordu...
Fakat yine Rabbim kimlere nasip ederse, kısmet onların oluyor.
Şehit Yavrum...
Seni ebedi istirahatgâhına uğurlamaya gelen o muhteşem kalabalığı ha-
tırlayınca şunu söylemeden geçemeyeceğim: sen adeta yatırımını ahiret
yurdu için yapmışsın...
Bütün şehitlerimize aynı ilgiyi gösteren devletimiz, siz sivillere sanki daha
büyük ilgi gösterdi, sizlerin en güzel şekilde uğurlanmanız için bütün tem-
silcilerini ve kurumlarını görevlendirdi.
Hele de Türk Kızılayı‘mız ve köy derneğimizin yardım ve gayretleri takdir
etmenin çok çok üstündeydi. Rabbim yokluklarını göstermesin, onlara
kolaylıklar versin, yâr ve yardımcıları olsun.
Şehidim, eşin ve çocukların için gözün arkada kalmasın!
Seni o mertebeye ulaştıran Allah‘ım, onları da mahzun ve mağdur etmez
İnşaallah. Onların sahibi önce Allah (c.c.), sonra baban, annen, kardeşle-
rin ve devletimiz olarak ömrümüz olduğu müddetce bizleriz. Öyle güzel
arkadaş, dost, komşular edinmişsin ki, Allah (c.c.) hepsinden razı olsun.
Oğlum, bu dünyda bizler için nasıl gurur kaynağı olduysan, Allah‘ın
izniyle öbür dünyada da şefaatinle kurtuluşumuza vesile olursun.
Vücuduna isabet eden 14 şarapnel parçasıyla şehitliğini pekiştirdin...
Yüce Rabbim bu millete bir daha böyle bedeller ödetmesin.
Yavrum, biliyoruz ki sizler ölmedeniz. Bütün şehitlerimiz Allah (c.c.) ka-
tında diridirler. Rabbim seni bütün şehitlerimizle birlikte Peygamber
Efendimiz (s.a.v.)‘e komşu eylesin...
Din, vatan, millet uğruna Allah için canını veren şehitlerimizi de cenneti
ve cemâlini görmekle mükâfatlandırsın. Bizleri de isyan edenlerden değil,
hükmüne rıza gösterip sabredenlerden eylesin. Amin.
- Baban İsmet -
bu ayrılığın habercisiymiş...“